.:: BLOG

Jiu-Jitsu, sakatlıklar ve önleme yöntemleri

Devran Umut Tuzla • 18 Nisan 2022 - 09:02 965 görüntülenme

Jiu-Jitsu sakatlık riski yüksek bir spor mudur ?

Sakatlık riski hayatımızın her anında olan bir şey olmakla birlikte, elbette yaptığımız bazı sporların diğerlerine göre bu ihtimali daha yukarıya taşıdığını hepimiz biliyoruz.

Jiu-Jitsu her ne kadar kelime anlamı nazik/kibar sanat olarak çevrilse de, aslında diğer bütün mücadele sporları gibi çeşitli riskler taşımaktadır.

Doğası gereği Jiu-Jitsu teknikleri, rakibin eklemlerini hareket kapasitesinin dışına manipüle etmek, boyundaki kan veya hava akışını baskı sayesinde kesecek şekilde boğuş teknikleri uygulayarak rakibin pes etmesini ve yenilgiyi kabul etmesini hedeflemektedir.

Uygulanan tekniklerin amacı aslında rakibinize çıkamayacağı bir duruma geldiğini hissettirmek ve yenilgiyi kabul etmesini sağlamak. Eklem manipülasyonların sonucu eklemin veya bağlı olduğu kemiklerin kırılması olabileceği gibi, boğuş tekniklerinin neticesi de bayılmak oluyor. Anatomik olarak vücutlarımızın yapabildiği ve yapamadığı bir fiziksel kapasitesi olduğunun hepimiz farkındayız. Bu noktada jiu jitsu yaparken bedenimizin sınırlarını daha iyi anlama fırsatı buluyoruz aslında. Ancak bu noktada antrenman partnerimize ve bize bazı roller düşüyor.

Bir mücadele sporu ve savunma sanatı olmasından dolayı haliyle yenilginin ölüm ile özdeşleştiği bir düzen mevcuttur. Bu da kazanmayı çok önemli kılmaktadır. Bundan bağımsız olarak elbette hiç kimse başladığı bir işe kaybetmek amacıyla yapmamaktadır. Ancak antrenman maçı ile gerçek mücadelenin farkını unutmamanız gerekmektedir. Kazanmak değil antrenmanda öğrenmek daha önemlidir. Nerede yakalanıp, nerede çıkabileceğimizi anlayabilmek sadece antrenman partnerine güven duyulması ve karşılıklı birbirimizin iyiliği doğrultusunda hareket ettiğimizden emin olduğumuzda mümkündür. Beden ağırlığımızın, hareket hızımızın, dengemizin kontrolünü kaybettiğimiz hareketleri sparring sırasında denemek sakatlık riskini artırmaktadır. Özellikle eklem manipülasyonlarını doğru uygulamak için antrenman partnerinizi bu tekniklere yakaladığımızda hareket kabiliyetinin son derece sınırlı olduğuna emin olmalıyız.

Güreş yaparken rakibinize zarar vermeden gücünüzün neredeyse tamamını kullanacak koşullarda mücadele edebilirsiniz. Strike(Vuruş) içeren disiplinlerde böyle bir şansınız yoktur. Bu tarz disiplinlerde gerçek bir müsabakada olduğu gibi partnerinize vurursanız birileri mutlaka sakatlanacaktır. Ancak, BJJ’de sadece sonlandırılacak yerde daha kontrollü ve yavaş hareket etmemiz gerekmektedir. İtişlerde, çekişlerde, düşürüşlerde ve pozisyon mücadelelerinde antrenmanın şiddetinin artmasında bir sakınca yoktur. Sadece yakaladığımız eklem ve boğuş tekniklerini artık son uygulama anında daha kontrollü olmamız önem arz eder. 

BJJ yaparken mücadele anında istediğiniz gibi kuvvet uyguladıktan sonra herhangi bir bitiriş tekniği yakalarsanız bunu bitirmeden önce partnerinizi sabitlemeye ve mümkün olduğunca yavaş bitirebilmeye odaklanmalısınız. Bu hem sizin teknik içerisindeki olasılıkları değerlendirmenize, hem de partnerinizin defans çalışmasına olanak sağlayacaktır. Eski zamanlarda kılıçla savaşmayı öğrendiğinizi düşünün. Gerçek bir kılıçla hızlı ve bütün gücünüzle çalışırsanız kuvvetle muhtemel bir sonraki sefere ya yeni birini bulmanız gerekir ya da bir daha asla kılıçla savaşacak halde olmazdınız. :)

Eğer partneriniz tap etmiyorsa, siz bırakın. Baktınız yakaladınız pozisyonu ve eminsiniz (bunu deneyiminiz arttıkça daha iyi anlayacaksınız) partneriniz sizden daha deneyimli veya daha az deneyimli olsun fark etmez, bırakın. Antrenmanda kimseye bir şey kanıtlamak zorunda değilsiniz. Bu tabi erken bırakma alışkanlığı oluşturmamalı. Partneriniz yakaladığını noktadan çıkamıyor, uyguladığınız tekniğe göre eklem veya boyna verebileceğiniz baskı için daha yeriniz var ise ve uygulamamayı tercih ediyorsanız o zaman tekniği uygulamış ve bitirmiş sayabilirsiniz. Antrenman partnerlerimiz elbette bana zarar gelmeyecek güveni ile kolunu bacağını kaptırdığında burada bekleme alışkanlığı kazanmamalıdır. Gerçek bir fiziksel mücadeleyi simile ettiğimiz bu oyundaki kurallara her iki tarafın uyması gerekmektedir. Çocukken hayali silahlar oynadığımızda vurulan nasıl kenara geçiyorduysa burada da başımıza gelebilecek senaryoyu kabul edip oyun bozanlık yapmamalıyız. :) 

Her ne kadar bireysel mücadele edilen bir spor olsa da, BJJ aynı zamanda da bir takım sporudur. Antrenman partnerlerimiz bizim için en değerli insanlar olmalıdır. Onlar olmadan sevdiğimiz bu sporu yapamaz hale geliriz. Ayrıca düzenli olarak sizinle antrenman yapan insanlar sakatlanıyorsa, bi süre sonra insanların sizinle roll etmekten kaçınır olduğunu göreceksiniz.

Kazanma veya kaybetme olayını geride bırakıp sadece öğrenme ve doğru teknik uygulama deneyimine girerseniz çok daha hızlı ilerlediğinizi göreceksiniz. Antrenmanlarda her gün galip geliyor ya da hiç kendinizi kötü hissetmiyorsanız düştüğünüz pozisyonlar açısından, yanlış bir şeyler yapıyor olmalısınız.

Kendinizi ve partnerleriniz korumak için patlayıcı ani hareketlerden kaçınıp, antrenman partnerinizin hızına uyacak şekilde idman yapmanız daha verimli olacaktır.

Unutmayın ki yaptığımız submissionların sonu eklem veya kemiklerin kırılmasıdır. Bu tarz bir sonuç elde etmeden antrenman partnerinize ‘yakalandın’ hissini vermek tekniğinizin doğru ve etkili olduğunu göstermektedir.

Savaşı, fiziksel mücadeleyi kaotik bir etkinlik olarak düşünürsek jiu-jitsu bu kaosu kontrol etmemize yardımcı olan bir araçtır. Sakin kalabilmek, sonraki adımı görebilmek, seçim yapmak, kendi isteğimiz doğrultusunda anı yönetebilmek gerçek yetenek ve teknik üstünlük olarak görülmelidir. 

Siz siz olun ne kendi egonuza, ne başkasının egosuna yenik düşün. Öğrenme zihniyetiyle yaklaşın minderlere. Kendinizi geliştirebildiğiniz, fiziksel ve zihinsel olarak çok daha güçlendirebildiğiniz bir yer gibi düşünün bu alanı.